Çalışmak İş Üretmek

Sabah işe gelirken çok yaşlı bir  adam gördüm, 60 yaşlarında teni güneş altında çalışmaktan kavrulmuş, saçları hayatı düşünmekten beyazlaşmış, omuzlarında koca bir yükün ağırlığı gibi kambur... Yanında da 20'li yaşlarında, baba yiğit, dinç güçlü kuvvetli başka bir adam.... Sonra ikisi birlikte yerde ki çöpleri toplamaya başladılar... Biri emekli olup torunlarıyla zaman geçirecek yaşta diğeri belki daha farklı bir işte çalışacak statüde sabah sabah çok üzüldüm.... 

Annemin bir sözü geldi aklıma "Bu onun işi onu o yapmasa da bir başkası yapacak ve çok şanslı ki bir işi var" zamanla bunun daha doğru olduğunu anlıyorum.işim var hayatımda bir amaç var bazen işimi sevmesem de 10 yıl önce ki bir öğrencim gelip "Mezun olmamda sizin emeğiniz çok" dediği zaman işimi iyi yaptığıma inanıyor ve çok  mutlu oluyorum. 

Öğrencilerimin çoğunu evladım yerine koyardım geçen gün gelen çiçeğin üzerinde ki not bunu pekiştirdi :) 

Dipteyim sondayımmm depresyondayım

Yıllar önce Feridun Düzağaç'ın bu şarkısını dinliyorum diye annem benden endişelenmişti :)

Adamın biri dere kenarına durmuş dereden kayıp giden kütükleri izliyormuş kütükler belli bi noktaya gelince kaybolup sonra tekrara daha yukarıya çıkıp yola devam ediyormuş ben de tıpkı o kütükler gibi bazen en dibe vurup sonra daha yükseğe sıçrıyorum. Burada en önemli kurtuluş; inanç, inanç insanı ayakta tutuyor şükretmek seni güçlü yapıyor elindekinin kıymetini bilmek mutlu ediyor.

O yüzden elin tavuğunu değil de kendi civcivimizin kıymetini bilelim :)

Mutluluk ve gülümseme bulaşıcı yeni yaşınızda sabah aynaya bakın ve bugün çok güzel bir gün diyin yarın sabah doğum gününüzmüş gibi uyanın :)

2. Doğum Günü Yaklaşırken

 Canım kızım,

16 Eylül 2016 'da hayatımın en güzel duygusunu yaşadım kızımla yeniden doğdum yeni bir hayat başladı bizim için BİZ olmayı öğrendik.

1. yaş doğum gününü kendim için yaptığımı itiraf ediyorum :)

Bakalım bu yıl nasıl bir kutlama yaparız.

Alya kuşumuz olduğu için kuş temalı bir kutlama yapmıştım. Pembe mavi puantiyeler kuşlar... İstanbul'dan kuzenlerim bile yardıma gelmişti el birliğiyle harika bir organizasyon yaptık ve her şey müthiş olmuştu. 

DİŞ BUĞDAYI

Diş buğdayı için yengem çok güzel yöresel bir kıyafet almıştı. Diş buğdayı geleneklerini yaparken giydirdik süsledik minnoşumu.

Diş buğdayı sırasında bebeğin önüne bir tepsi koyuyorlar içerisine ilerde seçeceği mesleğe göre bir obje seçiyor sanırım Alya kalem seçmişti.

Hayallerimi değil kendi hayallerini gerçekleştireceği mutlu olacağı insan olacağı bir işi olsun. Ne okuduğu okul ne yapacağı iş benim için önemli değil önce vicdan sahibi iyi ahlaklı bir birey olsun gerisi zaten gelir. 

Sen dünyaya iyilik verirsen o da sana iyilik verir. Evrenin bir enerjisi yok sen çağırırsın olumlu ya da olumsuzu....Hep kötü şeyler benim başıma gelir dersen aynen öyle olur o yüzden hep iyiyi güzeli olumluyu söylemek ve çağırmak gerek. Boşa dememişler "Bir şeyi 40 gün  söylersen olur" diye. Çok şükür bugüne kadar ne istediysem Yar'adan bana onu verdi. Sadece istemeyi bilmek gerek, hayatımızdaki olumsuzlukları düşünüp isyan ve öfkeyle geçirmektense istediklerimizin olması için sipariş vermeyi denemek gerek ;)

İnsan yaş alırken bazı şeylerin de olgunluğuna varıyor 20'li yaşlarımda beni mutlu edeceğini sandığım şeylerin şimdi hiç bişey ifade etmediğini öğrendim. Kızımın minik elleri saçımı okşarken 11 yıllık hayat arkadaşımın uyurken elimi tutup üzerimi örtmesi canım sıkıldığında annemin sesini duymak kız kardeşimle dertleşmek dostlarımla kahve içmek yeni bir şehri gezmek yeni bir şey öğrenmek kendimi dinleyip zihnimi boşaltmak 1 saat kitap okumak maddi şeylerden daha mutlu ediyorsa 35 yaşına gelmişsiniz demektir...

Elif Çakır ve Beeo Semineri

İnstagram'ın bana kattığı en özel insanlardan birisi...

Ben dünya'ya anne olarak gelmişim zaten ama bazen takıldığım desteğe ihtiyaç duyduğum zamanlar var ve o zamanlar da en mükemmel desteği paylaşımlarıyla ya da sorularıma verdiği cevaplarla güncel_anne yani Uzm. Dr. Elif Çakır oluyor.

Beeo firmasının düzenlediği "Beslenme ve sağlıklı yaşam" seminerine geleceğini öğrenince tüm şartlarımı zorlayarak seminere gittim ve iyi ki gittim dedim. Selam vermek için yanına gittiğimde ayağa kalkıp benimle selamlaşan sohbet eden çok tatlı ve çok samimi bir kadınla tanıştım. Onun gibi sıfır egolu insanlarla birlikte maalesef sadece kendisinin ya da  herhangi bir ürünün sponsorluğunu yapan şımarık ve saygısız pedagog!! olan insanlarda vardı.   

Elif Çakır eğer bize bir ürünü tavsiye etmişse önce kendisinin kullandığına inanarak gönül rahatlığıyla alıyorum. Mesela Beeo ürünleriyle de onun tavsiyesi ile tanıştım ve iyi ki aldım dediğim kızımın bayılarak yediği balın en doğal hali...Propolis, kefir, yoğurt gibi mucizeleri kızıma yedirebildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum şükürler olsun Alya'da bal'a ve kefire bayılıyor.

Propolis ; Doğal arı ürünlerinden biri olan propolis, arıların bitkilerin yaprak, sap ve tomurcuklarından topladığı reçinemsi bir madde olup, antioksidan içeriği bakımından son derece zengindir. Arılar propolisi kovanda antibakteriyal, antifungal ve antiviral bir ajan olarak, steril ortamı sağlamak ve arı kolonisinin sağlığını korumak amacıyla kullanırlar. Arı sütü; kovan içerisindeki genç işçi arıların bol miktarda polen ve bal tüketerek yutak üstü salgı bezlerinden salgıladıkları değerli bir besindir. İşçi arılar, arı sütünü ana arıyı ve yavruları beslemek için kullanırlar. Arı sütü ile beslenen yavru arı kısa sürede büyür. Hayatı boyunca tamamen arı sütü ile beslenen ana arı ise hem işçi arıların iki katı büyüklüğüne ulaşır hem de her gün binlerce yumurtalık bir verim ile yaşar. İşçi arı ortalama 45 gün gibi bir ömre sahip olurken, ana arının ortalama 5 ile 7 yıl arasında yaşamasının nedeni de yine tek besin kaynağı olan arı sütüdür! Polen, bitkilerin üreme organlarının başlıklarında bulunan üreme hücreleridir. Arılar tarafından, yavru beslemesinde ve arı sütü salgılayan genç işçi arıların beslenmesinde yüksek miktarda kullanılır. Arıların beslenmesinde protein kaynağı olarak önem taşıyan polen, bileşimindeki yağlar, karbonhidratlar, lifler, mineraller, amino asitler, fenolik bileşikler ve vitaminler nedeniyle oldukça değerli bir besin maddesidir.

Kanser hastalarına, çocuk sahibi olmak isteyenlere, bağışıklık sistemini güçlendirmeye kullanıldığını biliyorum ve özellikle iştahsız çocuklara tavsiye ediyorum. Özellikle Alya keçiboynuzu+hambal+propolis karışimi "bal" diye atlıyor normalde 1 tatlı kaşığını geçmemesi lazım bıraksam  bir kavanozu yer kalkar.   

*bal alerjisi olanların kullanmaması gerekir 

Pamuk Prenses Kurabiye

2 yumurta
1 su bardağı pudra şekeri
1 paket margarin veya 250 gr tereyağı (oda sıcaklığında)
500 gr mısır nişastası
1/2 su bardağı un
vanilya + kabartma tozu

Çocukluğumun en lezzetli kurabiyesini komşumuz Özden teyze yapardı annem çalıştığı için pasta börekle pek uğraşamaz ama bizi gezmelere götürürdü.

Hatta bir sinema maceramız var; 5 çocuk "Pokohontas" izlemeye sinemaya gittik. Annem afişi görür görmez bizden daha büyük şaşkınlık yaşadı "9,5 hafta" bi tarafımıza baka baka geri dönmüştük :)

Kurabiyenin yapılışına gelince işte bildiğimiz kurabiye şekli tüm malzemeyi yoğur 180 derecede hafif pembeleşinceye kadar pişir beyaz ve kıtır kıtır ağızda dağılan yazarken bile ağzını sulandıran harika bir kurabiye olacak.

7 Mayıs 2018

Her sabah bugün bloğuma bişiler yazıcam yeni fotoğraflar ve tarifler ekleyeceğim diyorum. Ama zamansızlıklardan bir türlü yazamadım.

Cumartesi günü teyzemde içtiğimiz kahvenin harika bir fincanı, insanı eskilere götüren romantik bir model bence...

Annemin çeyizinden kalan bir tepsi vardı üzerinde iki küçük kız vardı herkesler bilir o çizimleri da vinci tarzı gibi bakınca gerçek hissine kapıldığımız resimlerden. İşte oradaki küçük kızları annemle teyzem sanırdım. Çocuk masumiyeti işte :)

Not: Bugün çocuk beslenmesi ve bağışıklık sistemiyle ilgili bir seminere katılacağım için minnoş kızım benimle işe geldi o yüzden çok yazamadım. İlerleyen günlerde seminerden öğrendiğim bilgileri de not ederim. 

Tıp Tıp

Yaklaşık 15 gün süren tedavi (25 Aralık 2016), sonrasında beklenilen 15 gün (13 Ocak 2017),  arkasından gelen pozitif sonuç (25 Ocak 2016)  ve 8 haftanın sonundaki "tıp tıp tıp tıp tıp" hayatınızda duyduğunuz en heyecanlı ses... Yani çok heyecanlı 8 hafta...

Bu dönemde yaşadığım tüm acıları, sancıları, iğneleri, ilaçları unuttum...

Kendinizi bir orkestra gibi düşünün mutluyken darbuka ve zillerle bir oyun havası...

Öfkeliyken dev davulların "bam bam" sesleri...

Hüzünde arkadan gelen bir keman...

Heyecanda ise piyanonun notalarla dansı...

Alya'nın kalp atışlarını ilk duyduğumda aynen bunları hissettim duyduğum en heyecanlı ritminde...

"Anne ben geliyorum nohut kadar şimdi ama bir kaç ay sonra örün kadar olacağım sonra doğacağım ve dünyanın tam merkezine yerleşeceğim" demiş meğer...

Acı yaşadığım üzüldüğüm zaman "Geçecek" diyorum. Ve geçiyor...Geçmeyen bitmeyen hiç bir acı yok. Ölümle bile yaşamayı öğreniyorsun. Geri gelmeyecek olduğunu kabul ediyorsun. Hastalanıyorsun "1 hafta sonra geçecek" diyorsun ve geçiyor...

Unutma kötü olanı sen çağırıyorsun...Hasta da olmayacaksın yorgun da önce kendin için iyi ve güçlü olmak zorundasın...

Fındık burunlu kedim :)